
Yayınlanma: 11 Aralık 2025 09:37
Güncellenme: 13 Aralık 2025 16:42
Eski Habertürk spikeri Nur Köşker, televizyonculuk kariyerini bitirme noktasına getiren taciz, mobbing ve tehdit iddialarıyla yeniden Türkiye gündemine oturdu. Köşker’in, kanalın yöneticilerinden ve gazeteci Mehmet Akif Ersoy hakkında yaptığı açıklamalar; medya sektöründeki kadın çalışanların yaşadığı baskıları görünür kıldı.
— Nur Köşker (@nurkoskerr) December 10, 2025
Nur Köşker’in açıklamalarına göre, süreç; ekranda çalıştığı dönemde kendisine yönelik sürekli baskı, kişisel sınır ihlalleri ve cinsel içerikli yönlendirmelerle başladı.
Köşker’in en çok yankı uyandıran iddiası ise; ekranda bulunduğu saatlerde kendisine gönderildiği öne sürülen, “LED’in önüne geç, endamını masanın arkasına saklamışlar” gibi mesajlar.
Köşker, bu süreci:
“Uzun süredir devam eden ciddi bir taciz süreci yaşadım.”
sözleriyle özetliyor.
Köşker’e göre, sadece mesajlarla sınırlı olmayan baskı; kariyerinin tehdit edilmesine kadar uzandı.
İddialara göre Ersoy, “Ekrandan alırım, masada haber yazarsın” şeklindeki ifadelerle Köşker üzerinde bir güç baskısı kurdu. Bu tür tehditlerin, medya sektöründe çalışan birçok kadın tarafından “yaygın ama konuşulması zor” bir sorun olduğu vurgulanıyor.
Nur Köşker Habertürk TV ile yollarını ayırma nedenini, medyadan ve ülkeden uzaklaşma sürecini de anlattı. İddialar ortaya çıktıktan sonra Nur Köşker, yaşadığı psikolojik baskı ve güvensizlik nedeniyle:
Habertürk’ten ayrıldığını
Uzun süre medyadan uzaklaştığını
Daha sonra Türkiye’yi terk ettiğini
açıkladı.
Köşker, bu noktayı çok net bir cümleyle ifade ediyor:
“O adam yüzünden kıta değiştirdim.”
Bu cümle, iddiaların kişisel etkisini ve yaşanan travmanın boyutunu ortaya koyuyor.
Mehmet Akif Ersoy’un, farklı bir soruşturma kapsamında; uyuşturucu kullanımı için ortam sağlama, kadınları zorla cinsel ilişkiye yönlendirme ve çıkar sağlama suçlamalarıyla tutuklanmasının ardından, Nur Köşker’in geçmiş iddiaları yeniden gündeme taşındı.
Kamuoyu, Köşker’in “neden şimdi konuştu?” sorusunu sorduğunda, o şu yanıtı veriyor:
“Kendimi güvende hissetmiyordum. Bu yüzden sustum.”
Türkiye’de istismar ve taciz dosyalarında sık sorulan bir soru vardır:
“Delilin var mı? Ne var elinde?”
Köşker ise bu konuda çok net bir noktaya parmak basıyor:
Taciz her zaman delillenemeyebilir, özellikle otorite ilişkisi varsa.
Mesajların ya da davranışların çoğu kayıt altına alınmamış olabilir.
Ancak psikolojik baskı, kariyer tehdidi ve iş ortamı dinamikleri, tacizin bir parçasıdır.
Bu nedenle Köşker’in açıklamaları hem bireysel hem de sektörel açıdan önem taşıyor.
Nur Köşker Mehmet Akif Ersoy ile ilgili yaptığı paylaşımla ses getirdi. Bu iddialar, Türkiye medya sektöründe sıkça dile getirilen fakat çoğunlukla kapalı kapılar ardında kalan bir tartışmayı yeniden açtı:
Kadın sunuculara yönelik cinsiyetçi baskılar
Ekran jürilerinin güç ilişkileri
Mobilya-makyaj-ışıktan kıyafete kadar uzanan yönlendirmeler
Çalışanların iş güvenliğinin kişilere bağımlı olması
Köşker’in söyledikleri, bu sistemsel sorunların bir kişilik değil, bir yapı problemi olduğunu yeniden gündeme taşıdı.
Mehmet Akif Ersoy hakkındaki yargısal süreç devam ederken, Nur Köşker’in iddiaları kamuoyunda geniş yankı buluyor.
Bazı sorular hâlâ net değil:
Taciz iddiaları hukuken nasıl değerlendirilecek?
Köşker’in anlattığı mesaj ve davranışlara dair somut kanıtlar ortaya çıkacak mı?
Medya sektörü bu olaydan sonra içeride bir düzenleme yapacak mı?
Ancak bir gerçek var:
Bu iddialar Türkiye’nin medya tarihinde kayda geçen en çarpıcı taciz dosyalarından biri olarak hafızalara kazındı.