Türkiye'den Pakistan'a 6 Uçak Dolusu Silah Desteği: Hindistan-Pakistan Gerilimi Tırmanıyor

Keşmir’de Sular Durulmuyor: Türkiye'den Pakistan'a Kritik Destek

Hindistan ile Pakistan arasındaki tarihi Keşmir gerginliği yeniden tırmanışa geçti. Hindistan’ın Cemmu ve Keşmir bölgesinde 26 turistin hayatını kaybettiği saldırı sonrası, Hindistan su akışını keserek Pakistan'a karşı yeni bir hamle yaptı. Gerilimin artması üzerine Türkiye, içinde SİHA'ların da yer aldığı savaş malzemelerini taşıyan 6 askeri nakliye uçağını Pakistan'a gönderdi. İki ülkenin nükleer güç olması, dünya genelinde endişeleri artırıyor.

Gerginlik Nasıl Başladı?

Cemmu Keşmir’de silahlı kişilerin gerçekleştirdiği saldırı sonrası 26 turist yaşamını yitirdi. Olayın ardından Hindistan, Pakistan'ı suçlayarak İndus Havzası'ndaki su akışını kesti. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Keşmir'in büyümesinden rahatsız olan unsurların bölgeyi yeniden istikrarsızlaştırmak istediğini savundu.

Pakistan ise bu adımlara karşılık, su akışının sağlanmaması durumunda barajlara müdahale edileceğini açıkladı. Ayrıca Çin ile temasa geçen Pakistan yönetimi, askeri hazırlıklarını da artırdı. Türkiye'den gönderilen 6 uçak dolusu savaş malzemesi, Pakistanlı yetkililer tarafından “sessiz ama gerçek destek” olarak değerlendirildi.

Çatışmalar Şiddetleniyor

Bölgedeki tansiyonun artmasıyla, Hindistan ve Pakistan askerleri fiili sınır hattında karşılıklı ateş açtı. Hint ordusu, Pakistan karakollarından gelen saldırılara misliyle karşılık verildiğini duyurdu. Pakistan tarafı ise henüz resmi bir açıklama yapmadı.

Keşmir Sorunu Derinleşiyor

Keşmir, 1947’den bu yana Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüş durumda. Hindistan, bölgenin bir kısmını "Cemmu ve Keşmir" olarak yönetirken, Pakistan kendi kontrolündeki kısmı "Azad Keşmir" olarak adlandırıyor. 2019'da Hindistan'ın Keşmir'in özel statüsünü iptal etmesi gerginliği daha da derinleştirmişti.

Nükleer Tehdit Endişesi

Yaşanan gelişmelerin en kritik boyutu ise her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması. Su krizi ve karşılıklı askeri hamleler, bölgesel çatışmanın küresel bir tehdit haline gelmesine yol açabilir. Uluslararası toplum, tarafları itidalli davranmaya çağırırken, çözüm sürecinin ne zaman başlayacağı belirsizliğini koruyor.